Category: Blog

26 Mayıs 2022 Yazar Trakya.DenT 0 Yorumlar

Çarpık Diş Nedenleri Nelerdir? Tedavisi Nasıldır?

Çarpık diş sorunu ülkemizde ve dünya genelinde sık yaşanan problemlerden biridir. Bebeklik döneminde süt dişleri çıkar ve bir süre sonrasında bu dişler dökülür. Sonrasında ise yaşam boyu kullanılacak olan kalıcı dişler çıkar. Bu kalıcı dişler her bireyde muntazam bir dizilim göstermeyebilir. Bazı kişilerde dişler yamuk şekilde çıkar ve bu durumda dişlerde çarpıklık olarak tanımlanır. Çarpık dişlerin pek çok sorunu beraberinde getirebileceğinden söz edebiliriz. Kişinin gülümsemesini gizlemesi, konuşurken ağzını kapatması gibi davranışlara neden olabiliyor. Bu durum da bir süre sonrasında özgüven problemlerine yol açıyor. Özellikle çocukluk döneminde sosyal hayata katılmama gibi davranışların kısa zamanda özgüven eksikliğine de neden olduğunu belirtmeliyiz.

Dişlerin çarpık şekilde çıkmasının pek çok farklı nedeni bulunuyor. Bu durumu sadece tek bir nedene bağlamak doğru olmaz. Genetik faktörler bile tek başına yamuk diş sorununun nedeni olabiliyor. Kimi zaman da çeşitli ağız alışkanlıklarına bağlı olarak bu sorun yaşanıyor. Elbette yamuk diş sorunu başarılı bir tedavi ile ortadan kaldırılabilir. Üstelik bu tedaviden mutlaka çocukluk döneminde faydalanmış olmak gerekmez. Çocuklukta tedavi edilemeyen çarpık dişlerin yetişkinlik döneminde rahatlıkla tedavi edilebildiğini belirtmeliyiz. Bu konuyu daha sonra ele alacağız ve öncesinde çarpık diş nedenlerine göz atmakta fayda var.

Dişlerdeki Çarpıklıklar Neden Olur?

Genel olarak bakıldığında dişlerde neden çarpıklık olur sorusunun yanıtına dair şu bilgileri aktarabiliriz:

Beslenme Şekli Ya Da Düzeni

Günümüzde besinlerin büyük bölümünün yumuşak bir yapıya sahip olduğu söylenebilir. Bu gıdaların tüketimi sırasında çok fazla çiğneme eylemi yapmak gerekmez. Çiğnemenin daha az olması ise zamanla çenenin tam olarak gelişmesini önleyebiliyor. Çene olması gerekenden daha küçük kalıyor ve bu da çarpık diş problemini beraberinde getirebiliyor. Çünkü süt dişlerin dökülmesinin ardından kalıcı dişler çıkmak için kendine yeterli bir alana bulamıyor. Çenenin olması gerekenden küçük olması, dişlerin de çarpık bir şekilde çıkmasının nedenidir. Dişler çıkarken diğer dişleri sıkıştırabilir ve bu da diş diziliminin düzgün olmasının önündeki bir engeldir.

Eski dönemlerde gıdalar daha sert bir yapıdaydı ve yumuşak gıda sayısı daha azdı. Gıda sektöründe gıdaların daha yumuşak hale getirilerek kullanıma sunulmasının ardından çarpık dişlerin de daha fazla yaygınlaştığını söyleyebiliriz. Dişlerin nasıl bir yapıya sahip olacağı, genetik unsurlara bağlı olarak değişebiliyor. Yani genetik faktörler, diş boyları üzerinde de belirleyici oluyor. Ancak beslenme şekli ve tüketilen gıdalar, çene yapısını etkileyebilen unsurlardır.

Genetik olarak çarpık dişler kişiye aktarılmamış olsa bile yukarıda söz ettiğimiz tüketim davranışları ve beslenme şekli, çenenin küçük kalmasına yol açabiliyor. Bu durum erken dönemde tespit edilirse çene genişletme ya da diğer dişleri sıkıştıran dişlerin çekilmesi gibi çeşitli yöntemler devreye girebilir.

Yetersiz Beslenme

Ağız ve diş bakımını ihmal edenler kadar sağlıklı gıdalara ulaşamayanların da çarpık diş problemini yaşama olasılığı daha fazladır. Özellikle çocukluk döneminde çok yönlü ve sağlıklı beslenme, diş yapısında da önemlidir. Çocukluğunda yetersiz beslenen kişilerde bu sorunun daha yoğun yaşandığı biliniyor. Diş kontrollerine düzenli olarak gidilemiyor olması da yamuk diş sorununa erken dönemde müdahale edilmesini önleyebiliyor. Sonuç olarak yetersiz beslenme, tek yönlü beslenme ve sağlıklı gıdalara ulaşamama da dişlerdeki çarpıklığın nedenlerinden biri olarak gösteriliyor.

Çarpık Diş Oluşumuna Neden Olan Diğer Etkenler

Genetik unsurlar çarpık diş probleminin nedenlerinden biridir. Kişinin genetik olarak alt ya da üst çenesinin daha küçük olması durumunda söz konusu sorunun yaşanma ihtimalini güçlendiriyor. Aynı zamanda genetik unsurlar ağızda eksik ya da fazla diş olması gibi bir tablo da doğurabiliyor. Yani genetik unsurlara bağlı olarak yaşanan sorunlar sadece diş dizilimi ile ilgili olmayabilir.  

Kişinin çocukluk döneminde yüz, çene ya da ağız bölgesine sert bir darbe alması nedenler arasında bulunuyor. Darbeler, özelikle de çocukluk döneminde çene ve yüz kemikleriyle ilgili sorunlar yaşanmasına yol açabiliyor. Dişlerde de çatlak ya da kırıklar meydana gelebiliyor. Haliyle sağlıklı bir şekilde dişlerin çıkması da pek mümkün olamıyor. Kalem ısırma, gözlük sapı ısırma, tırnak yeme ya da çocukluk döneminde parmak emme gibi alışkanlıkların da nedenler arasında yer aldığını belirtmeliyiz.

Çarpık Diş Tedavisi Nasıl Olur?

çarpık diş tedavisi

Hastalarda çarpık diş durumu tespit edildiğinde en uygun tedavi seçeneği değerlendirilir. Tedavi seçeneklerinin başında gelen ise ortodonti oluyor. Diş teli kullanımı ile dişlerdeki dizilim sorunlarının giderilmesi mümkün olabiliyor ve aynı zamanda çapraşık görünüm ortadan kaldırılabiliyor. Ancak bu tedaviden çok kısa bir sürede sonuç beklememek gerekir. Diş teli ile uygulanan tedavinin başarılı olması için sabırlı olunmalıdır. Ortodonti tedavilerine ilave olarak dişlerdeki çapraşıklık durumuna a bakılarak çene genişletme ameliyatı gibi seçenekler de değerlendirilebilir. Her hastada mutlaka bu ameliyatın yapılması gerekmez. Sadece gerekli olduğu durumlarda cerrahi müdahaleden faydalanılır. Pekiştirme apareyi kullanımı gibi daha farklı tedavi seçeneklerinin de olduğunu belirtelim. Diş hekiminiz tarafından en uygun tedavi metodu belirlenir ve uygulama aşamasına geçilir.

Yetişkinlik Döneminde Çarpık Diş Neden Olur?

Halk arasında çarpık diş probleminin çocukluk dönemine özgü olduğu düşünülüyor. Oysa yetişkinlik döneminde de bu sorun yaşanabiliyor. Nedenleri arasında en fazla ön plana çıkan genetik faktörlerdir. Genetik unsurlardan kaynaklı olarak yetişkinlik döneminde dişlerin dizilimiyle ilgili sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bir diğer neden de tek yönlü ya da sağlıksız beslenmedir. Diş sağlığı ve dişlerin dizilimi ile beslenme arasında yakın bir ilişki olduğu biliniyor.

Yaralanmalar da bir diğer neden olarak karşımıza çıkıyor çünkü yaralanma sırasında çene kemiğinin zarar görmesi olasıdır. Çene kemiğindeki problemler de dişlerin dizilimine olumsuz bir yansıma yapabiliyor. Sürekli olarak ağızdan solunum yapmaya bağlı olarak yetişkinlik döneminde bu sorun doğabilir. Çene ve yüz hastalıklarından bazılarının da bu problemi beraberinde getirebildiğini belirtelim. Sonuç olarak yetişkinler de diş dizilimiyle ilgili sorun yaşayabiliyor ancak ortodontik tedaviler yetişkinlerde de başarılı neticeler elde etmeyi sağlayabiliyor.

İlginizi çekebilir –> Telsiz diş tedavisi

Çarpık Dişler Kaç Ayda Düzelir?

Kişide çarpık diş sorununun düzelme süresine dair net bir zamandan söz edilemez. Her bireyde tedavi süresi aynı olmuyor ve bu nedenle bir tahminde bulunmak bile yanıltıcı olabilir. Diş teli ile gerçekleştirilen tedavilerin süresi 6 aydan başlar ve kişiden kişiye değişmekle birlikte 30 aya kadar uzayabilir. Dişlerdeki çarpıklık seviyesi, tedavi süresinde de belirleyici olabiliyor. Hafif bir çarpıklığın olması durumunda daha kısa zamanda sonuç alınabilirken çarpıklığın fazla olması halinde tedavi süresi de uzayacaktır. Tedavi süresinin bu kadar merak edilmesinin nedenlerinden biri estetik kaygılardır. Oysa şeffaf diş teli gibi çok sayıda farklı diş teli seçeneği bulunuyor. Estetik kaygıları azaltmak amacıyla diş teli seçenekleri hakkında diş hekiminizden detaylı bilgi alabilirsiniz.

Göz atın –> Ortodonti tedavisi

Çarpık Dişler Telsiz Düzelir Mi?

Hastalar eğer çarpık diş problemi nedeniyle diş teli kullanmak istemiyorsa diş kaplama yönteminden faydalanabilir. Diş kaplama, dişlerdeki çarpıklığı düzelten bir işlem değildir. Bu görünümü kapatan bir uygulamadır. Gayet doğal bir diş görünümü elde etmeyi sağlayan diş kaplama seçenekleri değerlendirilebilir. Yamuk diş hakkında sorularınızı yorum bölümüne yazabilirsiniz.

Bilgi sahibi olun –> Braket

24 Mayıs 2022 Yazar Trakya.DenT 0 Yorumlar

Biberon Çürüğü Nedir? Neden Olur? Nasıl Geçer?

Biberon çürüğü olarak adlandırılan durum, erken çocukluk çağı çürükleridir. 6 yaş öncesinde, bebeklerin süt dişlerinden birinde ya da birden fazlasında çürük olması durumu olarak açıklanabilir. Çoğunlukla bu çürüklerin biberon kullanımından kaynaklandığı düşünülür ve bu nedenle toplumda da bu isimle adlandırılır. Yanlış biberon kullanımı ya da uzun süreli biberon kullanımı süt dişlerinde çürük oluşmasına yol açabilir. Fakat süt dişlerindeki çürükler sadece biberon kullanımına bağlı değildir. Daha farklı unsurlara bağlı olarak da diş çürükleri meydana gelebilir.

Aileler ‘çocuğum biberon kullanmıyor, buna rağmen dişinde çürük oluştu’ şeklinde bir şaşkınlık yaşayabiliyor. Biberon kullanılmıyor olsa da süt dişlerinde çürük meydana gelebileceğini belirtmeliyiz. Örneğin bebekler ağladığında susması için emziğine bal, reçel ya da pekmez sürmek yaygın davranışlardan biridir. Ancak bu davranış da maalesef biberon çürüklerine neden olabiliyor. Genel olarak biberon çürüğü önemli mi, tedavisi var mı gibi soruların yanıtlarını aktaracağız. Ancak öncesinde nasıl oluştuklarını ele almakta fayda var.

Biberon Çürüğü Nasıl Oluşur?

Erken çocukluk çapı çürükleri önce diş minesinde beyaz lekelenme olması ile kendini gösterir. Süt dişlerinden herhangi birinde biberon çürüğü oluşabilir. Sadece tek bir dişte olabileceği gibi tüm dişlerde de görülmesi mümkündür. Bu beyaz lekeler zaman içerisinde diş minesinde doku kayıplarına yol açar. Beyaz lekelenmeler bu aşamada yerini sarı ya da kahverengi tonlarında lekelere bırakır. Aileler genellikle dişlerde çürük olduğunu bu aşamada fark ederler. Beyaz lekelerin çoğunlukla aileler tarafından diş çürüğü olarak değerlendirilmediğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla çürükler, fark edildikleri dönemde bir miktar ilerlemiş olur.

Biberon Çürükleri Tedavi Edilebilir Mi?

Bebeklerde biberon çürüğü ilerlediğinde ve özellikle de sinir dokulara ulaştığında çeşitli şikayetlere de neden olurlar. Çocuklarda beslenme ile ilgili ya da uyku ile ilgili bazı sorunlar da yaşanabilir. Nedeni ise sinir dokulara ulaşan çocukların dişlerinde ağrı ya da hassasiyet problemlerinin ortaya çıkmasıdır. Bu ağrı ve hassasiyet bebeklerin yaşam kalitesini de olumsuz yönde etkiler. Uyku ve beslenmeyle ilgili sorunlar yaşandığından tüm ailede huzursuzluk da meydana gelir.

Elbette biberon çürüklerinin de gayet başarılı bir şekilde tedavi edilmesi mümkündür. Bu tedaviler anestezi altında gerçekleştirildiği için çocuklar herhangi bir acı hissetmezler. Sadece ender durumlarda diş çürüklerinin çok aşırı düzeyde ilerlemesi gibi bir tablo ortaya çıkar. Bu durumda tedavi maalesef güçleşir. Eğer tedavide geç kalınırsa çürüyen dişlerin çekilmesi gündeme gelebilir. Ancak öncelikle süt dişleri de olsa dişin kurtarılmasına odaklanılır. Bu nedenle tedavi seçenekleri değerlendirilir ve en uygun tedavi ile diş çürüklerinin temizlenmesi sağlanır.

Biberon Çürüklerini Engellemek İçin Neler Yapılabilir?

Aileler biberon çürüğü henüz oluşmadan bazı önlemler alarak bu çürüklerin oluşumunu engellemelidir. Neler yapılabileceği konusunda bazı bilgiler aktarabiliriz.

  • Süt dişler çıktıktan yaklaşık olarak 6 ay sonrasında mutlaka diş hekimi ziyaret edilmelidir. Bu sayede bebeklerin beslenmesi ve ağız bakımı gibi konularda aileler en doğru bilgileri öğrenebilir, bu bilgileri uygulayabilir.
  • İlk muayenenin ardından diş hekimi tarafından belirlenen zaman dilimlerinde düzenli olarak kontrollere gidilmesi son derece önemlidir. Bu sayede biberon çürüğü eğer oluşmaya başladıysa en erken dönemde tespit edilir ve gerekli tedavi de kısa zamanda gerçekleştirilir.
  • Eğer gerekiyorsa çocukların dişleri için gerçekleştirilen koruyucu uygulamalardan faydalanılabilir. Koruyucu uygulamalar hakkında diş hekiminden daha detaylı bilgi alınabilir.
  • Bebeklerin biberon ile uyumalarına izin verilmemesi de büyük önem taşır. Biberonla beslenme yapıldıktan sonra bebeklere su içirilmesi tavsiye edilir.
  • Bebeklere bal, pekmez, reçel, çikolata gibi gıdalar verilmemelidir. Bu gıdaların süte karıştırılarak da verilmesi sakıncalıdır. Süte şeker eklenmesi gibi davranışlar da önerilmez.
  • Aileler tarafından süt dişler çıktıktan sonra düzenli olarak ağız bakımı yapılmalıdır.
  • Dişlerin parmağa sarılarak tülbent ya da benzeri bir malzeme ile temizlenmesi gerekir. Özellikle bu diş temizliğinin beslenme saatleri sonrasında yapılmasına önem verilmelidir.
  • Aileler kendi ağız bakımlarına önem veriyor olsalar da bebeklerinin beslenmesinde kullanılan kaşık ya da benzeri malzemeleri kendi ağızlarına sokmamalıdır. Dişlerde çürüklere neden olabilen mikroorganizmaların bu yolla kolaylıkla bebeklere bulaştığını unutmamak gerekir.
  • Bebekler 15 aylık olduktan sonra gece beslenmesinin düzenlenmesi son derece önemlidir. Diş hekimi ile görüşerek gece beslenmesinin düzenlenmesi konusunda da daha detaylı bilgi alınabilir.
  • Çocukların beslenmesinde şeker içerikli gıdaların mümkün olduğunda kullanılmaması gerekiyor. Bu gıdalar bebeklerin dişlerine zarar verebilir.

İlginizi çekebilir –> Diş minesi aşınması

Biberon Çürüğü Önemli Midir?

biberon-çürüğü-önemlimi

Öncelikle biberon çürüğü konusunun son derece önemli olduğunun altını çizmeliyiz. Kimi zaman aileler süt dişlerin zaten döküleceği düşüncesi ile bu çürükleri ciddiye almıyor. Ancak bu durum oldukça sakıncalıdır. Süt dişlerdeki çürüklerin tedavisi yapılmazsa ağrı şikayeti de ortaya çıkar. İltihaplanma meydana gelebilir ve bu da bebekler için ciddi düzeyde rahatsızlık vericidir. Süt dişlerinin altında çıkacak olan kalıcı dişlerin de iltihaplanmadan etkilenebileceğini altını çizmeliyiz. Kalıcı dişlerin şekli iltihaplanma nedeniyle bozulabilir ve bu da ileride konuşma bozukluğu yaşanması gibi bazı riskleri de beraberinde getirir.

Bununla birlikte ön bölgede bulunan diş çürüklerinin çocukların sosyalleşmesi durumunda da sıkıntı yaratabileceğini unutmamalısınız. Çürüklerin çok ilerlemesi durumunda çekilmesi gerekebilir ve erken diş kayıpları da çene kapanış bozuklukları riskine yol açar. Maloklüzyon olarak adlandırılan çene kapanış bozukluklarının büyük bölümü de konuşma bozukluklarını beraberinde getirebiliyor. Tüm bunlar, biberon çürüklerinin aslında ne kadar önemli olduğunu net bir şekilde ortaya koyuyor. Aileler bebeklerin dişlerinde çürük belirtileri başlar başlamaz mutlaka bir diş hekimine başvurmalı, bu durumu ciddiye almalıdır.

Biberon çürüğünün belirtilerine dair şu bilgileri aktarabiliriz:

  • Dişte ağrı olması
  • İltihaplanma
  • Dişte kırılma meydana gelmesi ya da diş kaybı olması
  • Çocuklarda konuşma bozuklukları olması
  • Ağız içerisinde kötü koku olması
  • Dişte enfeksiyon gelişmesi
  • Diş yüzeylerinde küçük lekeler meydana gelmesi

Elbette bu belirtilerin çocuklar tarafından anlaşılması mümkün olmaz ve bu nedenle ailelerin çocuklarının dişlerini sıklıkla kontrol etmelerinde fayda olacaktır. Özellikle diş yüzeylerinin kontrol edilmesi ve çok küçük de olsa lekelenmelerin meydana gelmesi durumunda diş hekimine gidilmesi önemlidir. Çoğu zaman aileler ağrı şikayeti geliştiğinde bu durumu dikkate alıyor ancak ağrı başladığında biberon çürüğü de bir miktar ilerlemiş oluyor.

Göz atın –> Pedodonti çocuk diş hekimliği

Biberon Çürükleri Nelere Yol Açar?

Çocuklarda biberon çürüğü meydana geldiğinde çürüğe neden olan mikropların diş köküne kadar ilerleyebileceğini belirtmeliyiz. Diş köklerinde yer alan sinirler, çürüğe neden olan mikroplar nedeniyle zarar görebilir. Haliyle kısa zamanda ağrı ve sızı şikayetleri gelişir. Bebekler huzursuzlanır ve uyku sorunları da ortaya çıkabilir. Ağrı olması durumunda bebeklerin beslenmesiyle ilgili sorunların yaşanma oranı oldukça fazladır.

Diş köklerinde iltihaplanmalar olması, kalıcı dişlerin de zarar görmesine yol açabiliyor. Süt dişlerinin arkasından çıkacak olan daimi dişler hem renk hem de şekil yönünden zarar görebilir. Özellikle üst kesici dişlerde madde kaybı yaşanabilir ve bu durum oldukça önemlidir. Çünkü madde kaybı olması durumunda çocukların konuşması da bundan olumsuz yönde etkilenebilir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür, aileler mutlaka biberon çürüklerini dikkate almak ve önlemek için gerekli uygulamalardan faydalanmalıdır.

Bilgi sahibi olun –> Diş apsesi

 

21 Mayıs 2022 Yazar Trakya.DenT 0 Yorumlar

Lumineers Kaplama Nedir? Nasıl Yapılır?

Lumineers kaplama yöntemi son yıllarda bir hayli ilgi gören diş kaplama metotlarından biridir. Dişlerinin görünümüyle ilgili çeşitli rahatsızlıkları olanlar için gayet ideal bir seçenek olabilen bu diş kaplama yönteminde ultra ince formda malzeme kullanılıyor. İnce bir yapıya sahip olması ve aynı zamanda metal materyal içermemesi de söz konusu yöntemin daha fazla ön plana çıkmasını sağlıyor. Çünkü bu iki özellik, kaplamaların kişinin kendi dişleri gibi son derece doğal görünmesine olanak tanıyor.

Özellikle dişlerinin rengi açısından estetik kaygısı olanların bu yöntemden faydalandığını söyleyebiliriz. Daha beyaz ve daha parlak bir diş görünümü elde etmek isteyenler için çözüm niteliğinde olan diş kaplama yöntemi, oldukça uzun bir süre boyunca kullanılabiliyor olmasıyla da dikkat çekmeyi başarıyor. Yapılan araştırmalar bu diş kaplama materyallerinin yaklaşık olarak 20 yıl boyunca kullanılabildiğini ortaya koyuyor. Uzun ve sorunsuz bir kullanım şansı sunması nedeniyle hem diş hekimleri hem de hastalar tarafından rahatlıkla tercih edilebiliyor. İşlemin nasıl yapıldığında ya da lumineers kaplama yönteminin ne gibi avantajlar sunduğunu da aktaracağız. Öncesinde kimlerin bu işlemden faydalanabileceğini ele alalım.

Lumineers Kaplama Kimlere Uygulanabilir?

Öncelikle lumineers kaplama yönteminin dişlerinin görünümünden memnun olmayanlar tarafından güvenle tercih edilebileceğini belirtelim. Bu konuda herhangi bir yaş ya da cinsiyet ayrımı bulunmuyor. Genellikle dişlerinin renginden memnun olmayan kişiler tarafından tercih edilen bir işlem olsa da dişlerinin boyu nedeniyle memnuniyetsiz olan kişiler de rahatlıkla bu diş kaplama metodundan istifade edebilir. Kimi zaman çeşitli nedenlere bağlı olarak dişlerde küçük çatlaklar oluşabiliyor. Bu çatlaklar arka dişlerde mevcut olduğunda hastalar tarafından bir endişe yaşanmıyor. Ancak ön dişlerde olması durumunda gülümseme, konuşma sırasında diş çatlaklarının görünmesi konusunda bir endişenin yaşandığı belirtilebilir.

Dişlerdeki çatlakları gizlemek amacıyla tercih edilebilen diş kaplama yöntemleri arasında bu metot da bulunuyor. Diş aralıklarının fazla olması da yine benzer sıkıntılar yaşanmasına neden olabilen unsurlardan biridir. Estetik açıdan hastalarda bu görünüm memnuniyetsizlik yaratır. Diş kaplama yöntemi ile diş aralarındaki hafif açıklığın gizlenmesi mümkündür. Dolayısıyla diş aralarının daha sıkı görünmesini isteyen kişiler de işlemden faydalanabilir.

İnce porselen materyal kullanılarak elde edilen bu diş kaplama plakları, uzun yıllar kullanılabildiğinden, dayanıklılık konusunda da endişeleri ortadan kaldırıyor. Özel yapıştırıcı malzemeler kullanıldığından diş yüzeyine gayet sağlam bir şekilde entegre edilen kaplamalar, görünüm açısından doğal dişlerle bir bütünlük oluşturuyor. Bu konuda bilinmesi gereken en önemli husus, dişlere zarar veren davranışlardan kaçınmaktır. Çünkü sert cisimlerin dişlerle kırılmaya çalışılması gibi dişlere zarar veren eylemler bu kaplamalara da zarar verir. Ağız ve diş temizliğine dikkat edilmesi, düzenli bir şekilde diş hekimi kontrollerine gidilmesi halinde bu kaplamalar uzun süre hiçbir sorun yaşanmadan kullanılabilir.

Lumineers Kaplama Nasıl Yapılır?

En sık sorulan soru, lumineers kaplama yapılırken acı hissedilip hissedilmediği oluyor. Bu işlemden önce hastaya anestezi uygulanmasına ihtiyaç duyulmaz. Nedeni ise hiçbir şekilde acı ya da ağrıya yol açan bir uygulama olmamasıdır. Dişler kesilmez ve bu yönüyle de hasta açısından konforlu bir süreç eşliğinde işlem tamamlanır. Öncelikle hastanın basit bir muayeneden geçmesi gerekiyor. Diş ya da diş etleri ile ilgili bir sorun olup olmadığı belirleniyor.

Herhangi bir sorun olmaması durumunda dişlerin ölçüsü alınıyor. Bu kaplamalar hastaya özel olarak, hastanın diş ölçülerine uygun şekilde hazırlanıyor. Bu nedenle tüm sürecin 3 hafta ya da 4 haftayı bulabildiğini söyleyebiliriz. Alınan ölçüye uygun olarak lumineers kaplama laboratuvar ortamında hazırlanır. Ardından uygulama aşamasına geçilir. Uygulama ise dişlere özel bir yapıştırıcı malzeme kullanılarak yapıştırılması şeklinde gerçekleştirilir.

Dişlerde aşındırma işleminin yapılıp yapılmadığı da merak ediliyor. Eğer kaplama uygulamasına engel bir durum söz konusu değilse aşındırma işlemi yapılmaz. Sadece çarpıklık olduğunda ya da dişin yapısından kaynaklı olarak çıkıntılı bir görünüm varsa hafif bir aşındırma işleminin yapılması gerekebilir. Çoğunlukla buna gerek kalmadığını belirtebiliriz. Tamamen ağrısız ve iğne kullanılmadan gerçekleştirilen diş kaplama yönteminde yapıştırıcı materyal ile kaplamalar dişe uygulanıyor. Bu yönüyle de hastaların rahatlıkla tercih edebildiği seçeneklerden biridir.

Lumineers Kaplama Avantajları

lumineers kaplama avantajları

Elbette lumineers kaplama yönteminin de bazı avantajları bulunuyor. Bu avantajlardan ilki pek çok hastada dişlerde aşındırma işlemine gerek duyulmadan gerçekleştiriliyor olmasıdır. İşlem için anesteziye gerek duyulmaması da büyük önem taşıyor. Hiçbir şekilde acı hissedilmemesi, iğnesiz, enjeksiyonsuz bir şekilde gerçekleştirilmesi de önemli bir avantajdır. Hastanın istediği zaman kaplamalar kolaylıkla çıkarılabilir. Kaplamaların çıkarılması sırasında da acı ya da ağrı hissedilmiyor. Diş yüzeyinde kalın bir tabaka gibi görünmemesi, ultra ince yapıya sahip olması da önemlidir. Çünkü bu özellikler diş kaplamaların tamamen doğal görünmesini sağlar.

Porselen materyalden hazırlanması nedeniyle estetik bir duruş sergiler. İnce olmasına karşın gayet dirençli bir kaplama malzemesidir. Kaplamalar dişin mine tabakasına yapıştırılır. Bu nedenle uygulama sürecinde hastanın geçici diş kullanmasına gerek duyulmaz. Uzun süre kalıcıdır ve beyaz görünümü de uzun süre koruyabilir. Ancak bunun için hastanın ağız ve diş temizliğine maksimum düzeyde önem vermesi gerekir. Her ne kadar kaplamaların hastaya uygun ölçülerde hazırlanması zaman alıyor olsa da hastanın kliniğe gitme sayısı yani seans sayısı azdır. Yoğun bir iş hayatına sahip olanlar da çok fazla zaman ayırmaya gerek kalmadan diş kaplama metodundan istifade edebilir.

Lumineers Kaplama Fiyatları

Dişlerine daha estetik ve güzel bir görünüm kazandırmak için lumineers kaplama yönteminden faydalanmak isteyenler fiyat noktasında da bilgi almak isteyebiliyor. Ancak her hasta için aynı fiyatın geçerli olması pek mümkün değildir çünkü bu diş kaplamalar hasta için özel olarak hazırlanır. Ağız içerisinden alınan ölçülere göre laboratuvar ortamında üretimi gerçekleştirilir. Bu durum fiyatların da değişebilmesine yol açıyor. İşlem öncesinde dişlerde aşındırmanın yapılıp yapılmayacağı da fiyatta belirleyici olan faktörlerden biridir. Öncelikle muayene olmanız ve ölçü alınması gerekir. Sonrasında bu diş kaplama için ayrılması gereken bütçe ile ilgili tarafınıza daha net bilgiler iletilebilir.

Bilgi sahibi olun –> Estetik Dolgu

Lumineers Kaplamalar Hangi Dişlerde Uygulanır?

Ağız içerisinde yer alan tüm dişler için lumineers kaplama uygulanabiliyor. Şeklinde bozukluk olan dişlere de uygulanması mümkündür. Bununla birlikte çatlak ya da kırık olan dişlere, renk bozukluğu olan dişlere de uygulanmasına bir sakınca bulunmuyor. Diş aralarında açıklık olması durumunda ya da doğal dişlerde sararma meydana gelmiş olması halinde bu kaplama yönteminden faydalanılıyor. Özel olarak sadece belirli dişlere uygulanan bir işlem olmadığını belirtmek gerekir.

Göz atın –> Estetik Kaplama

Lumineers ve Porselen Kaplamalar Arasındaki Fark Nedir?

Bu iki diş kaplama yöntemi arasında bazı farklar bulunuyor. Öncelikle lumineers kaplama yönteminde kullanılan plakların porselen kaplama ile kıyaslandığında çok daha ince olduğunu söyleyebiliriz. Porselen diş kaplama işleminin yapılabilmesi için dişlerin bir miktar da olsa kesilmesi gerekiyor. Diş yüzeyinin küçültülmesine ihtiyaç oluyor. Ancak diğer yöntemde dişler kesilmez, yüzeyleri küçültülmez. Sadece dişlerde çapraşıklık olması durumunda basit bir aşındırma yapılır ve bu da her hasta için uygulanmaz. Lumineers kaplamayla ilgili sorularınızı yorum bölümüne yazabilirsiniz.

İlginizi çekebilir –> Eklem Plağı Tedavisi

 

16 Mayıs 2022 Yazar Trakya.DenT 0 Yorumlar

Eklem Plağı Tedavisi Nedir? Ne İşe Yarar?

Eklem plağı tedavisi gerektiren hastalıklar kişinin günlük yaşam kalitesini de ciddi düzeyde olumsuz etkileyen rahatsızlıklardan biridir. Kısaca TME olarak adlandırılan temporomandibular eklem, kafanın her iki yanında, kulakların ön kısmında konumlanmış olan bir eklemdir. Bu eklemin temel fonksiyonu ise çene kemiğinin kafatasına bağlanmasını sağlamaktır. Hem ileri geri hem de yanlara doğru hareket edebilen eklem, çiğneme, yutma ya da konuşma gibi fonksiyonların da yerine getirilmesini sağlar. Bu eklemin etrafı ise kaslar, kemikler ve diğer dokular ile sarılıdır. Bu nedenle eklem hastalığı belirtileri, kulak, çene, yüz kasları gibi çeşitli bölgelerde ağrı şeklinde de ortaya çıkabilir.

Çene ekleminde çeşitli rahatsızlıklar ortaya çıkması, pek çok nedenden kaynaklanabilir. Erken dönemde tanı konması ise tedavinin daha kısa sürmesini sağlamakla birlikte hasta açısından daha kolay tamamlanmasını da sağlayabilir. Bu konuda merak edilen tüm hususları ele alacağız. Öncesinde ise kimlerde eklem hastalığı görüldüğünü açıklayalım.

Eklem Hastalığı Kimlerde Görülür?

Her yaş grubunda eklem hastalığı görülebilir. Ancak yetişkinlerde ve özellikle de ileri yaş grubunda bu rahatsızlıkların görülme olasılığının daha fazla olduğunu söyleyebiliriz. Bilindiği gibi sağlıklı bir ağız ve diş yapısına sahip olabilmek için temizliğe dikkat edilmesi ve rutin kontrollerin de asla aksatılmaması gerekiyor. Özellikle çenesinde ağrı olan, dişlerini gıcırdatma ya da sıkma problemleri olan kişilerin tedavi olması büyük önem taşır. Bununla birlikte yemek yerken, konuşurken çenesinden ses gelen kişilerin de tedaviye alınması gereklidir.

Yemek yerken gıdaları sürekli olarak aynı tarafla çiğneyen kişilerde de eklem plağının daha sık görüldüğünü belirtebiliriz. Elbette genetik faktörler de bu rahatsızlıkta bir hayli etkilidir. Çene eklemlerinde sorunların meydana gelmesi farklı unsurlara dayanıyor. Ancak genetik unsurlar nedeniyle de doğuştan bazı problemler ortaya çıkabilir. Bu gibi durumlarda tedaviye ne kadar erken başlanırsa o kadar başarılı sonuç alınacaktır.

Eklem Plağı Tedavisi Nasıl Olur?

Hastalar çoğu zaman eklem problemi ile karşı karşıya olduklarının farkına varmazlar. Kimi zaman hastalık zamanla kendiliğinden de iyileşebilir. Çenede meydana gelen bazı rahatsızlıkların dişlerden kaynaklandığının düşünülmesi de bir hayli yaygındır. Dolayısıyla çene ile ilgili bir sorun olduğu şüphesi doğmaz ve hasta da bunun farkına varmayabilir. Bu rahatsızlığın tedavisinin ön koşulu detaylı bir muayenenin yapılmasıdır. Muayene ile beraber bilgisayarlı tomografi çekilmesi gibi bazı görüntüleme tetkiklerinden de faydalanılması lazım… Mevcut rahatsızlığın teşhis edilmesi ancak bu şekilde mümkün olabilir.

Tanı konmasının hemen ardından tedavi aşamasına geçilir. Bu tedavi kapsamında hastanın çene kaslarını ve eklemlerini gevşetmesi için de çeşitli çalışmaların yapıldığını söyleyebiliriz. Eğer diş hekimi tarafından gerek duyulursa fizyoterapist ile de çalışılması gerekebilir. İlaç kullanımı da tedaviye dahil edilebilir. Geceleri uyurken dişleri sıkma, dişleri gıcırdatma gibi davranışları olan kişiler için yani bruksizm tanısı olan kişiler için de geceleri kullanılan özel plaklar hazırlanabilir. Bu plaklar geceleri yatmadan önce hasta tarafından takılır. Böylelikle dişlerin gıcırdatılması, sıkılması da önlenir. Bu yöntem ilerleyen dönemlerde söz konusu durumdan kaynaklı olarak eklem plağının ortaya çıkmasını önlemeyi hedefler.

Cerrahi müdahale de bir tedavi seçeneğidir ancak genellikle son seçenek olarak değerlendirilir. Eğer az önce sıraladığımız tedavi yöntemleri uygulanır ve başarılı bir sonuç alınamazsa, hastanın rahatlaması sağlanamazsa bu durumda cerrahi yöntemler devreye girer. Böylelikle hastanın sıkıntılarından kurtulması sağlanır ve yaşam kalitesi de artar.

Çene Eklem Plağı

Çene eklem plağı meydana geldiğinde hastalar genellikle farkına bile varmadan kendi başına iyileşme meydana gelir. Ancak bu durum her zaman geçerli olmayabilir. Çene kaslarını gevşetmek, ılık kompres ile çene kaslarına masaj yapmak da bu kasların gevşemesini sağlayabiliyor. Hastalar gıdaları sert bir şekilde çiğneme alışkanlığına sahip olduklarında ağızlarını açmakta güçlük çekebilirler. Aynı zamanda bu hastalar esnerken de genellikle acı hissederler.

Hastaların ağrı ya da acı hissetmesi nedeniyle diş hekimine başvurmaları durumunda ayrıntılı bir muayene gerçekleştirilir. Bir sorun tespit edilirse yukarıda da söz ettiğimiz tedavi seçenekleri değerlendirilir ve hastanın ilaç kullanması da gerekebilir. Çünkü ender de olsa bu sıkıntılar enfeksiyondan da kaynaklanabilir. Gece uykularıyla ilgili sorunlarda da farklı tedavi seçenekleri devreye girer. Gece plakları bu noktada oldukça etkilidir. Kişiye özel olarak hazırlanan ve şeffaf akrilikten üretilen bu plaklar dişlerin sıkılmasını önleyebiliyor. Diş ve diş etlerinin ya da çevre dokuların da diş sıkma alışkanlığından zarar görmesinin önüne geçilebiliyor. Sadece söz konusu tedavilere yanıt alınamadığında cerrahi müdahale seçeneği devreye giriyor. Bu nedenle hastaların hemen ameliyat olması gerektiğini düşünmesi doğru değildir. Her hastada ameliyat zorunlu olmaz.

Splint Nedir?

split nedir

Genellikle eklem plağı konusunda araştırma yaparken splint kavramıyla da karşılaşabilirsiniz, yani eklem plağıyla aynı anlama gelir.

Splint, alt çene yahut üst çeneye uygulanan bir apareydir. Dişlerin arasında durur ve şeffaf bir yapıya sahiptir. Takılıp çıkarılabilme özelliği de bulunur. Alt çenenin yanlış kapanması durumunda, doğru kapanmayı öğrenmesi ve bununla birlikte kasların da rahatlamasını sağlamak amacıyla kullanılır. Bir başka deyişle bu özel aparat, çenenin doğru şekilde hareket etmesini sağlar. Bazı hastalarda sadece gece saatlerinde, bazı hastalarda da tüm gün boyunca kullanılması gerekir.

Splint Hangi Durumlarda Kullanılır?

Çene hareketlerinin doğru şekilde olması eklem plağı konusunda önemli bir detaydır. Splint ile çene eklemi ve dişlerin uyumlu hareket etmesi hedeflenir. Dişlerin birbiriyle sıkı bir şekilde temas etmesini ortadan kaldıran bu aparat, alt çenenin rahat ve serbest bir şekilde hareket etmesine de yardımcı olur. Gece plağı olarak da bilinen splint, tamamen kişiye özel olarak hazırlanmalıdır. Çene eklemlerinde bazı sorunlar meydana geldiğinde, ağız fonksiyonlarında yavaşlama olduğunda ya da bazı kayıplar meydana gelmeye başladığında kullanılır. Dişlerin sıkılması, gıcırdatılması tedavilerinin yanı sıra horlama tedavisinde de kullanılabiliyor. Çenede ağrı sorunu geliştiğinde ya da çeneyi rahat hareket ettirememe durumlarında da kullanıldığını söyleyebiliriz.

Splint çeşitlerinin düzenli bir şekilde kullanılması, faydalarından istifade edebilmek adına önem taşır. Bir süre boyunca düzenli şekilde kullanılması halinde hastalar yaşadıkları ağrı gibi şikayetlerden de kurtulmaya başlarlar. Çiğneme ve konuşma sırasında çeneden ses gelmesi şikayetini ortadan kaldırma konusunda da splint çeşitlerinin başarılı bir seçenek olduğunu belirtebiliriz.

İlginizi çekebilir –> Diş Apsesi

Eklem Plağı Fiyatları

Öncelikle eklem plağı fiyatı konusunda net bir rakamdan söz etmenin yanıltıcı olduğunu belirtmeliyiz. Bu ürünler hastanın ağız ölçüsüne uygun olarak kişiye özel hazırlanıyor. Her hastada çene yapısı aynı değildir ve yaşanan şikayetler de aynı nitelikte olmayabilir. Bu nedenle öncelikle hastadan ölçü alınması ve sonrasında bu ölçüye uygun şekilde üretim yapılmalıdır. Sonuç olarak eklem plağı fiyatlarının değişkenlik göstermesi son derece normaldir.

Göz atın –> Estetik Dolgu

Eklem Hastalığı Kimlerde Ortaya Çıkabilir?

Daha önce de değindiğimiz gibi eklem plağı her yaş grubunda ortaya çıkabilir. Hem kadınlarda hem de erkeklerde görülebilen bir sorundur. İleri yaş grubunda daha sık görüldüğü de biliniyor. Genetik unsurlara bağlı olarak yaşanması da muhtemel olduğundan erken yaşlarda da çene eklemleriyle ilgili çeşitli sıkıntılar ortaya çıkabilir. Eklem plağıyla ilgili sorularınızı yorum bölümüne yazabilirsiniz.

İlginizi çekebilir –> Estetik Kaplama 

5 Mayıs 2022 Yazar Trakya.DenT 0 Yorumlar

Estetik Kaplama Nasıl Yapılır? Çeşitleri Nelerdir?

Estetik kaplama özellikle dişlerinin görünümü nedeniyle güzel bir gülüşe sahip olmadığını düşünenlerin ortak tercihi olan bir uygulamadır. Dişlerin estetik açıdan güzel görünmesi, daha güzel bir gülüşe sahip olmayı da destekler. Daha güzel dişlere sahip olmanın yollarından biri de halk arasında 2kaplama’ olarak bilinen uygulama yani dişin kronlanmasıdır. Diş kaplamaları dişlerin fonksiyonel özelliklerine hiçbir zarar vermiyor. Dişler kaplama uygulamalarının ardından problemsiz bir şekilde kullanılmaya devam ediyor. Üstelik çok daha doğal ve estetik açıdan da daha güzel bir görünüm kazanıyor. Estetik kaplamaların çeşitlerine, ne gibi avantajlar sunduğuna değineceğiz. Öncesinde sıklıkla merak edilen ‘nasıl yapılıyor’ sorusunun yanıtını aktaralım.

Estetik Kaplama Diş Nasıl Yapılır?

Dişlere estetik kaplama uygulamasının yapılmasından önce bazı ölçülerin alınması gerekiyor. Bununla birlikte kaplama için hangi malzemenin kullanılması gerektiği de işlem öncesinde seçilir. Bu aşamaların tamamlanmasının ardından kaplamalarda kullanılacak olan şeklin belirlenmesi için kalıplar hazırlanıyor. Hemen ardından özel olarak hazırlanan kaplamaların diş yüzeyine yerleştirilmesi sağlanıyor. Hastanın kaplamalar nedeniyle bir rahatsızlık yaşayıp yaşamadığına bakılıyor ve eğer hastayı rahatsız eden bir sorun varsa düzeltiliyor. Bu sayede hastayı da memnun eden bir diş kaplama işleminin gerçekleştirilmesi sağlanıyor.

Elbette estetik kaplama işleminin her hasta için aynı sürede tamamlanması mümkün olmaz ancak çoğunlukla 2 ya da 3 seansta işlemin tamamlandığını söyleyebiliriz. Diş kaplaması tamamlandıktan sonra da hastalar ağız ve diş temizliğine, sağlığına dikkat etmelidir. Estetik kaplamaların uygulanması durumunda kaplamalara özel bir bakım yapılması gerekmiyor. Ancak ağız ve diş temizliğinin de muntazam bir şekilde yapılmaya devam edilmesi önemlidir. İlerleyen dönemlerde olası bir sorun yaşanması halinde beklemeden diş hekimine başvurulması gerekir. Estetik kaplamaların doğru şekilde uygulanması durumunda genellikle bir sorun yaşanmaz. Ancak kaplamanın çıkması ya da çatlaması gibi sorunlar yaşanırsa telafisi mümkündür ve bu kaplamalar yenilenebilir.

Estetik Kaplama Çeşitleri Nelerdir?

estetik kaplama çeşitleri

Gelişen teknolojinin de yardımı ile artık estetik kaplama olarak kabul edilen çok sayıda farklı diş kaplama seçeneği bulunuyor. Bu kaplamalar arasında en çok tercih edilenlerin ise zirkonyum, laminate veneer ve full porselen olduğunu belirtelim.

Zirkonyum Kaplama

Öncelikle zirkonyumun element yapısı açısından metale yakın özelliklere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Fakat metal rengin dışında, dişlerin doğal rengine yakın olan renk seçenekleri sunabiliyor. Yani metal görünümlü değil, beyaz tonlarında bir görünüm sergiler. Bu yönüyle estetik kaplama seçeneklerinden biri olmayı da başarıyor. Zirkonyum diş kaplamaların ön plana çıkan özelliği ise renk yansıması sorununu tamamen ortadan kaldırıyor olmasıdır. Böylelikle gerçek dişlere çok yakın ve doğal bir görünüm sergiliyor. Ağız florası ile de mükemmel bir uyum yakalıyor olmasını unutmamak gerekir. Alerjik reaksiyon gibi çeşitli sorunlar yaşanmadığından dileyen her birey için zirkonyum kaplamalar uygulanabiliyor. Bu uygulamanın diş eksikliği olan kişiler için de gayet cazip bir seçenek olduğunun altını çizebiliriz. Bu kişilerde köprü planlanıyorsa en başarılı dayanak materyallerinden biri de zirkonyum kaplamalardır ve doğal diş görünümü açısından da herhangi bir sorun yaşanmaz. Metal kaplamalardan farklı olarak zirkonyum kaplamalar hastaların tat alma duyularında bir değişim yaratmaz. Diş etlerinin kenar hatlarında gri ya da siyah yansımalar olmaz ve bu açıdan her dişte, ön dişlerde bile güvenle tercih edilebilir.

Laminate Veneer

Estetik gülüş tasarımı uygulamalarında sıklıkla gündeme gelen laminate veneer, estetik ve mükemmel görünen bir görünümü ortaya çıkmasını sağlıyor. Dişlerde sararma sorunu olması, kırık ya da çatlaklar bulunması gibi durumlarda da devreye bu işlem girebilir. Laminate veneer uygulamasında diş kaplamaları laboratuvar ortamında kişiye özel olarak hazırlanıyor. İşlem süresi kısa olduğundan hastaların diş kaplamalarına kavuşması için uzun süre beklemesi gerekmiyor. Aynı zamanda dişlerin uç kısma doğru hafifçe incelmesi gibi bazı efektif çalışmalar da yapılabiliyor.

Full Porselen

Full porselen diş kaplamalar uzun yıllardır tercih edilen kaplama yöntemlerinden biridir. Diş etrafında çok hafif düzeyde bir inceltme işlemi gerçekleştiriliyor. Sonrasında hazırlanan kaplamalar dişe uygulanıyor ve kısa zamanda diş kaplamanın tamamlanması sağlanıyor. Zirkonyum diş kaplamalar ile kıyaslandığında daha ince bir çalışma yapmaya uygun bir malzeme olduğunu da belirtmeliyiz. Gayet doğal ve güzel bir diş görünümü yakalamayı sağlıyor olduğunun altını çizelim.

Diş Kaplama Neden Yapılır?

Genel olarak bakıldığında estetik kaplama neden yapılır sorusunun yanıtı daha güzel görünen dişlere sahip olmaktır. Estetik kaygılarla gerçekleştirilen diş kaplamalar aynı zamanda dişlerde mevcut olan bazı basit sorunların görünmesini de önleyebiliyor. En sık yaşanan sorunlardan biri diş renginin doğuştan sarı olması ya da sonradan sararmasıdır. Aynı zamanda dişte çatlak olması problemi de sıklıkla yaşanan sorunlar arasında yer alıyor. Bu gibi durumlarda kısa sürede tamamlanan bir işlem olan diş kaplamalar devreye giriyor. Gülüş tasarımı uygulamalarında da bu işlemin rahatlıkla tercih edilebildiğini belirtebiliriz.

Genç Yaşta Kaplama Diş Yapılır mı?

Dişlere yapılan estetik kaplama sadece belirli bir yaş grubunun üzerinde olan hastalara özel değildir. Elbette genç yaşta da diş kaplama yöntemlerinden rahatlıkla istifade edilebilir. Dişlerde çatlak ya da kırık olması gibi durumlarda bu yöntemin devreye girdiğinden söz edebiliriz. Lamine kaplamaların bu gibi durumlarda büyük ilgi gördüğünü belirtebiliriz. Sadece tek bir dişe uygulanabildiği gibi tüm dişlere de uygulanması mümkündür. Bu sayede diş görünümünde mevcut olan bazı basit sorunların görünür olmaktan çıkması sağlanabiliyor.

Genç yaşlarda yapılan diş kaplamaların ilerleyen yıllarda değiştirilmesi gerekir mi sorusu da sıklıkla gündeme geliyor. Eğer ağız ve diş sağlığı, temizliği ihmal edilmezse diş kaplamalar çok uzun yıllar hiçbir problem yaşanmadan kullanılabilir. Bunun için rutin ağız ve diş kontrollerinin de aksatılmaması gerekir. Ancak buna karşın diş kaplamalarda bir sorun olması söz konusuysa değiştirilmelerinin de mümkün olduğunu hatırlatmalıyız.

İlginizi çekebilir –> Hollywood Smile

Estetik Kaplama Diş Fiyatları Ne Kadar?

Tahmin edilebileceği gibi estetik kaplama yöntemlerinde her hasta için aynı fiyatın geçerli olması mümkün değildir. Hangi diş kaplama yönteminin tercih edildiği, kaç adet dişe kaplama yapılacağı, diş kaplama aşamasından önce ağız ve diş sağlığı ile ilgili çeşitli tedavilerin uygulanıp uygulanmayacağı, fiyatlar üzerinde etkili olan temek faktörlerdir. Bu nedenle sabit bir fiyatın geçerli olması da imkansız hale geliyor. Estetik diş kaplamalar hakkında net bir fiyattan söz edilmesi hastalar açısından yanıltıcı olduğundan bir fiyat aralığı belirtmek de doğru olmaz. Randevu alınarak basit bir muayeneden geçilmesi, diş kaplama türünün ve kaplama renginin seçilmesi sonrasında net bir fiyat bilgisi alınması mümkün olacaktır.

Göz atın –> Porselen Diş

Diş Kaplamanın Avantajları Nelerdir?

Pek çok açıdan estetik kaplama yöntemleri avantajlar sağlıyor. Bu avantajlar arasında en çok ön plana çıkanlar şöyledir:

  • Estetik kaplamalar ile çok daha güzel bir gülüşe sahip olunabilir
  • Diş kaplamalar daha beyaz ve daha temiz görünen dişlere sahip olmayı sağlar
  • Dişlerde simetrik bir görünüm elde edilmesi mümkündür
  • Kırık ya da çatlak diş sorunu durumunda tercih edilebilir
  • Köprü ya da implant üzerine de uygulanabilir

Bu yönteme dair sorularınızı yorum bölümüne yazabilirsiniz.

Bilgi sahibi olun –> Estetik Dolgu

20 Nisan 2022 Yazar Trakya.DenT 0 Yorumlar

Estetik Dolgu Nasıl Yapılır? Ne Kadar Sürer?

Estetik dolgu son yıllarda daha fazla talep gören ve gayet doğal bir görünüm sergileyen dolgu çeşitlerinden biridir. Bu işlemde kullanılan dolgu malzemesi kişinin kendi doğal diş rengine uygun olarak seçiliyor. Kişinin doğal diş rengi ile dolgu malzemesinin renk olarak ayırt edilmesi mümkün olmuyor. Elbette bu durum dolgu sınırlarının dışarıdan bakıldığında anlaşılmasını da önlüyor. Çıplak gözle bakıldığında dişe dolgu işleminin yapıldığının anlaşılmaması, estetik açıdan daha güzel ve sağlıklı görünen bir diş görünümü elde edilmesini sağlıyor.

Kompozit dolgu olarak da bilinen bu dolgu işlemi sayesinde estetik kaygılarında büyük oranda ortadan kalktığını belirtmek mümkün. Daha önce estetik görünüm açısından yaşanan kaygılar nedeniyle diş dolgusu yaptırmaya sıcak bakmayanlar estetik dolguyla yaşadıkları kaygıdan kurtulabiliyor. Estetik dolguların dayanıklı olup olmadığı, düşme ihtimalleri ya da fiyatları gibi sık sık merak edilen konuları ele alacağız. Öncesinde bu dolgu uygulamasının nasıl yapıldığı konusunu irdeleyelim.

Estetik Dolgu Nasıl Yapılır?

Tek bir seans içerisinde estetik dolgu işleminin tamamlanması mümkün oluyor. İşlem öncesinde uygulama yapılacak bölgede uyuşma etkisi sağlanması için lokal anestezi gerçekleştiriliyor. Bu sayede dişteki çürüğün temizlenmesi ve sonrasında dolgu materyalinin uygulanması sırasında acı hissedilmiyor. Dişin temizlenmesinin hemen ardından kavite dolgu maddesinin şekillenmesi sağlanıyor ve böylelikle dişe daha iyi yapışması mümkün oluyor. Elbette dolgu maddesinin dişe tam olarak tutunmasını sağlamak adına bizotaj uygulaması da yapılıyor.

Diş minesindeki yüzey bölge pürüzsüz hale getiriliyor ve hemen ardından diş yüzeyine dolgunun bağlanmasını sağlayan bonding işlemi yapılıyor. Dolgu malzemesinin diş boşluğuna yerleştirilmesi sonrasında ışınlama yapılarak uygun sertlik düzeyinin yakalanması sağlanıyor. Eğer dolguda çıkıntılar ya da yükseklikler varsa düzeltilerek daha pürüzsüz bir görünüm kazanması sağlanıyor. Dişler cilalanıyor ve bu sayede estetik dolgu uygulaması da tamamlanmış oluyor.  Tüm bu süreç hasta açısından zorlayıcı değildir ve gayet rahat bir şekilde tamamlanabilir. Hastaların bu konuda endişe yaşamaları gerekmez çünkü zaten işlemler sırasında herhangi bir ağrı ya da acı hissedilmiyor.

Estetik Diş Dolguları Neden Gerekir?

Bilindiği gibi dişteki çürüklerin mutlaka tedavi edilmesi gerekiyor. Çürük, kendiliğinden düzelen bir sorun değildir ve tedavi ertelendikçe çürük olan bölge de yayılabilir. Ağrı, ağızda kötü koku gibi çeşitli şikayetler de kısa zamanda ortaya çıkacaktır. Diş çürüklerinin tedavisi ise çürük olan alanın temizlenmesi ve sonrasında dolgu materyali ile boşluğun kapatılması prosedürüne dayanır. İşte estetik dolgu işlemi de bu noktada devreye giriyor.

Günümüzde çok sayıda farklı dolgu maddesi diş hekimliği alanında kullanılmaya başlandı. Estetik olarak adlandırılan dolgu materyali ise son derece doğal bir görünüm sunuyor olmasıyla benzerlerinden ayrılıyor. Dolgunun yapılmasından sonra dışarıdan çıplak gözle bakıldığında anlaşılması mümkün olmuyor. Dolayısıyla hastalar dolgunun görüneceği, dişe daha önce dolgu yaptırıldığının anlaşılacağı gibi endişelerden de tamamen arınıyor. Konuşma ya da gülme sırasında dolgu olan dişlerini gizleme gereği duymuyorlar. Her dişe mutlaka estetik dolgunun yapılması gerekiyor denemez. Diğer dolgu çeşitleri de tercih edilebilir. Ancak estetik kaygısı olanlar için bu dolgu türünün ideal bir seçenek olduğunu da belirtmeliyiz.

Estetik Dolgular Dayanıklı Mıdır?

Hastalar kimi zaman estetik dolgu işleminden faydalanmak istediğini ancak dayanıksız olmasından endişe ettiklerini dile getirebiliyor. Bu dolguda kompozit materyal kullanılıyor ve dolayısıyla sağlam olması konusunda da herhangi bir sorun yaşanmıyor. Bu noktada bazı kritik unsurların da altı çizilmelidir. Dolgu yapılmış olması, ağız ve diş sağlığının ihmal edilebileceği anlamına gelmez. Ağız ve diş temizliğinin muntazam bir biçimde yapılmaya devam edilmesi gerekir. Diş kontrollerinin ihmal edilmemesi ve sert cisimlerin dişle kırılmaya çalışılmaması da önem taşıyor. Bu sayede dişlerdeki dolguların korunması da mümkün olacaktır.

Estetik dolguların asla kırılmayacağını belirtmek de imkansız. Dişe sert bir darbe alınması gibi durumlarda doğal dişlerde olduğu gibi dolgu malzemelerinde de kırılmalar olabilir. Ancak bu tablo ortaya çıktığında dolgunun yeniden yapılması da mümkün olacaktır.

Estetik Dolguların Ömrü Ne Kadardır?

estetik dolguların ömrü ne kadardır

Öncelikle estetik dolgu materyallerinin gayet uzun bir kullanım ömrünün olduğunu belirtmeliyiz. Özellikle hastalar dolgunun yapılmasından sonra ağız ve diş temizliğinin düzenli olarak yaparsa ve rutin diş kontrollerini ihmal etmezse dolguların kullanım ömrü de daha uzun olabilir. Çünkü bu durumda dolguda deformasyon oluşması ihtimali de azalır. Rutin ağız ve diş kontrollerine gidilmesi halinde dolguların durumu da gözden geçirilir. Eğer gerek olursa dolgunun cilalanması sağlanabilir. Diş hekiminin önerilerine ve uyarılarına özen gösterilmesi halinde uzun ve sorunsuz bir kullanım ömrü de söz konusu olacaktır.

Estetik Diş Dolgusu Fiyatları 2022 Ne Kadar?

2022 yılında estetik dolgu fiyatları yükseldi mi gibi sorular da sıklıkla gündeme geliyor. Estetik ya da diğer dolgu çeşitlerinin fiyatları konusunda net bir rakamdan hatta bir rakam aralığından dahi söz edilmesi yanıltıcı olacaktır. Çünkü pek çok farklı unsur fiyatlar üzerinde etkili oluyor ve dolayısıyla her hasta için aynı fiyatın geçerli olması mümkün olmuyor. Hangi dişe dolgunun yapılacağı, kaç adet dişe dolgu yapılmasına ihtiyaç olduğu, dişe kanal tedavisinin yapılıp yapılmayacağı gibi unsurların fiyatları etkilediğini unutmamak gerekir. Diş hekiminin deneyimi ya da döviz kurları da uygulanan tedavi fiyatlarını etkileyen faktörlerdir. Bu nedenle net bir fiyat bilgisi iletilmesi doğru olmaz. Randevu alınarak muayene olunması durumunda dolgu yapılacak dişler belirlenir ve tedavi planlaması yapılarak tarafınıza fiyat noktasında da bir bilgi iletilebilir.

Estetik Dolgu Düşer Mi?

Eğer estetik dolgu işlemi hatasız bir şekilde yapıldıysa düşmesi mümkün olmaz. Çünkü işlem sırasında dolgu materyalinin dişe mükemmel bir şekilde tutunması sağlanıyor. Ancak dolgu işleminin hatalı şekilde yapılması, dişe darbe alınması ya da sert bir cismin ısırılmaya çalışılması gibi durumlarda dolgunun zarar görmesi, düşmesi söz konusu olabilir. Bu gibi durumlarda dolgunun çatlaması ve kırılması da söz konusu olabiliyor. Her ne kadar düşük bir ihtimal de olsa dolgunun düşmesinin asla mümkün olmayacağını belirtemeyiz.

İlginizi çekebilir –> Hollywood Smile

Estetik Dolgu Acıtır Mı?

Dolgu uygulamasına başlanmadan önce bu bölgede uyuşma olması için anestezik ilaç enjekte ediliyor. Böylelikle estetik dolgu yapılırken hastaların acı ya da ağrı hissetmesi de mümkün olmuyor. Anestezinin etkisinin geçmesinin ardından hafif bir ağrı olması ise beklenen bir durumdur. Diş hekiminizin önerdiği ağrı kesici ilacı, önerilen dozajı aşmamak kaydıyla kullanabilirsiniz. Dolgunun ardından şiddetli ağrı olmaz beklenmez ancak böyle bir ağrı söz konusu olursa diş hekiminize bilgi vermenizde fayda var.

Göz atın –> Porselen Diş

İşlem Ne Kadar Sürecek?

Kaç adet dişin restore edileceği, hangi dişlere estetik dolgu yapılacağı gibi hususlara bağlı olarak toplam işlem süresi değişiyor. Çürük olan bölgenin genişliği, dolgu öncesinde kanal tedavisine ihtiyaç olup olmadığı gibi unsurları da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu nedenle her hastada işlem süresi aynı olmayabilir. Ön dişler için dolgu işleminin yapılması gerektiğinde işlem süresi biraz daha uzayabilir. Tek diş için dolgu yapıldığında ise işlemin kısa zamanda tamamlandığını belirtmek gerekir. Siz de estetik dolguyla ilgili olan sorularınızı yorum bölümüne yazabilirsiniz.

Bilgi sahibi olun –> Dijital Gülüş Tasarımı

15 Nisan 2022 Yazar Trakya.DenT 1 Yorumlar

Diş Apsesi Nedir? Belirtileri Nelerdir? Patlarsa Ne Olur?

Diş apsesi toplumda yaygın görülen problemlerden biridir. Ağız ve diş temizliğinin ihmal edilmesi durumunda bakteriyel enfeksiyon gelişebiliyor. Bu durum diş köklerinde ya da diş etlerinde irin meydana gelmesinin nedenlerinden biridir. Şiddetli ağrıya, yüz bölgesinde şişmelere ve hassasiyete yol açabiliyor olması ise diş apselerinin hastalar için zorlayıcı olmasını beraberinde getiriyor. Genellikle hastalar yaşadıkları ağrıyı ‘zonklama’ olarak tarif ederler. Ayrıca söz konusu ağrı çoğunlukla yavaş yavaş kendini hissettirmez, birden ortaya çıkar ve şiddeti de artabilir. Diş apselerinin kaç çeşit olduğu, nasıl tedavi edildiği ya da önlemek için neler yapılması gerektiği gibi konuları ele alacağız. Öncesinde ise herkesin bilmesi gereken apse belirtilerini aktaralım.

Diş Apsesi Belirtileri Nelerdir?

Her hastada diş apsesi aşağıda sıralanan belirtilerin tamamını göstermeyebilir. Yaygın görülen belirtileri hemen kısa bir liste formunda aktarabiliriz:

  • Dişlerde veya diş etlerinde ağrı
  • Sıcak ve soğuk gıdaların tüketilmesi sırasında hassasiyet
  • Yüz bölgesinde ya da boyuna doğru ilerleyen şişlik
  • Yüksek ateş ve titreme
  • Gıdaları ısırma ya da çiğneme sırasında dişlerde ağrı ve zonklama
  • Diş etlerinde kızarıklıklar
  • Ağız içerisinde kötü tat olması
  • Ağzı açmakta güçlük çekme
  • Yutkunma sırasında güçlük çekme

Bu belirtilerin tamamı ağız ve diş sağlığı ile ilgili bir sorunun olduğunun göstergesidir. Bu nedenle belirtilerden sadece birinin hissediliyor olması durumunda dahi derhal bir diş hekimine başvurulması gerekiyor. Diş apselerine erken dönemde müdahale edilmesi önemlidir. Çünkü apsenin yarattığı sorunlar hastaların beslenmesine, uyku sürecine, iş hayatına olumsuz yansır. Olası en erken dönemde tedavinin yapılmasında fayda olacaktır.

Diş Apsesi Tedavisi Nasıl Yapılır?

Tanı konmasının ardından çoğu zaman kanal tedavisi yapılmasına da ihtiyaç duyuluyor. Bazı hastalarda da sistemik yayılım, ağrı, yüksek vücut ateşi, lenf nodüllerinde şişme olması gibi şikayetlerin giderilmesi amacıyla ilaç tedavisinin uygulanmasına da ihtiyaç duyulabilir. Tedavi ile apsenin ve yarattığı sorunların tamamının ortadan kaldırılması hedeflenir. Ancak tedaviye olumlu yanıt alınamaması halinde diş çekiminin de bir seçenek olarak değerlendirildiğini belirtmeliyiz. Dişin çekilmesi durumunda eksik diş sorununu gidermek için implant uygulamasından faydalanılır. Elbette öncelikli amaç dişin kurtarılmasıdır ve diş çekimi son çözüm ya da zorunlu olması durumunda tercih edilir.

Bazen apsenin diş aralarında meydana gelmesi de söz konusu olabiliyor. Bu durumda apsenin temizlenmesine yönelik bir tedavi prosedürü uygulanıyor. Apsenin temizlenmesinin ardından kısa zamanda tekrarlamaması için kök yüzeylerinin temizlenmesine de ihtiyaç oluyor. Bu işlemlerin yapılması sırasında hastanın acı hissetmesi mümkün olmaz çünkü cerrahi bir müdahale söz konusu ise mutlaka öncesinde bölgenin uyuşması sağlanır. Bu nedenle hastayı zorlayan tedaviler değildir.

Diş Apsesi Nasıl Önlenir?

Çok sayıda ağız ve diş hastalığı gibi diş apsesi de önlenebilir. Ancak önlemek için bazı unsurlara dikkat edilmesi gerekir. Diş apselerinin nasıl önlenebileceğine hemen göz atabilirsiniz.

  • Ağız ve diş temizliğine dikkat etmek
  • Dişlerin düzenli olarak fırçalanması ve diş aralarının diş ipi ile temizlenmesini bir yaşam alışkanlığına dönüştürmek
  • Ağız temizliği sonrasında diş hekiminiz tarafından önerilen gargarayı kullanmak
  • Rutin olarak düzenli bir biçimde ağız ve diş kontrolüne gitmek
  • Diş çürükleri gibi sorunlar meydana geldiğinde tedaviyi geciktirmemek

Kaç Tür Apse Vardır? Bunlar Nelerdir?

kaç tür apse vardır

Kaç tür diş apsesi olduğu sorusunun yanıtı aslında geniş bir listeyi gerektirmiyor. Apseler iki farklı kategoride ele alınır. Bunlar;

  • Diş kökünde biriken apse
  • Diş aralarında oluşan apse

Diş köklerinde apselerin diğerine nazaran daha sık görüldüğünü belirtebiliriz. Nedenlerine bakıldığında ise ilk sırada diş çürüklerinin ihmal edilmesi göze çarpıyor. Ağız ve diş temizliğinin düzenli olarak yapılmaması da nedenler arasında bulunuyor. Sadece diş köklerinde değil diş aralarında da apselerin benzer nedenlerle oluştuğunun altını çizelim. Bu nedenle ağız ve diş temizliğinin hem doğru hem de düzenli bir şekilde yapılması son derece önemlidir.

Apseler Nasıl Teşhis Edilirler?

Çeşitli şikayetler ile diş hekimine başvurduğunuzda öncelikle fiziksel bir muayene yapılması gerekir. Kesin bir tanı konabilmesi için röntgen çektirmeniz gerektiğini de belirtelim. Apsenin ağız içerisinde ne kadar yayılım gösterdiğinin belirlenmesi gerekiyor. Bununla birlikte apsenin hangi aşamada olduğu, diş köklerini ne oranda etkilediği gibi soruların yanıtları da belirlenir. Sonrasında hastaya en uygun tedavi seçeneği tercih edilerek gerekli tedavilerin uygulanması sağlanır. Erken dönemde apsenin tespit edilmesi halinde daha kısa süreli bir tedavi ile başarı elde edilebiliyor.

Diş Eti İltihabı Vücuda Yayılır Mı?

Elbette diş apsesi eğer tedavisi yapılmazsa vücuda yayılabilir. Diş köklerinde ya da diş etlerinde zararlı mikroorganizmaların üremesi, sadece ağız içerisi ile sınırlı kalan bir durum değildir. Vücudun farklı bölgelerine yayılabilir ve bu yayılım hızlı bir şekilde gerçekleşebilir. Diş apselerinin en erken dönemde belirlenmesi ve tedavi edilmesi işte bu nedenle büyük önem arz eder.

Sıklıkla merak edilen bir unsur da apselerin kemiklere yayılıp yayılmadığı oluyor. Apsenin kemiklere yayılması ender görülen bir durumdur ancak imkansız değildir. Genellikle apsenin oluştuğu bölgeye yakın olan kemiklere yayılması söz konusu olur. Bu tablo mide bulantısı, yüksek vücut ateşi, kemiklerde ağrı olması gibi belirtiler ile kendini gösterir. Ağız içerisinde meydana gelen enfeksiyonun tedavisinin yapılmaması durumunda, bir süre sonrasında kana karışması ve kan yolu ile vücuda yayılması riski de bulunur.

Diş Apsesi Patlaması Durumunda Ne Olur?

Diş köklerinde ya da diş aralarında meydana gelen diş apsesi patlayabilir. Bölgede biriken iltihap boşalabilir ve bu durumda ağıza kötü kokulu bir sıvı gelmesi, bu sıvının kötü bir tatta olması gibi belirtiler ortaya çıkar. Apse patladığında hastalar artık kendi kendine iyileşmenin meydana geleceğini düşünebiliyor. Ancak bu bilgi doğru değil. Apsenin patlaması durumunda da tedavi yapılmalıdır. Aksi halde kısa zamanda apsenin tekrarlaması söz konusu olacaktır.

İlginizi çekebilir –> Dişte lezyon

Diş Apsesine Ne İyi Gelir?

Çoğu zaman diş apsesi meydana geldiğinde hastalar bitki kürleri gibi gelişigüzel yöntemlerden çare umabiliyor. Ancak bu gelişigüzel yöntemler bir tedavi değildir ve apse başta olmak üzere dişlere, diş etlerine, ağız içi dokulara ciddi zararlar verebilir. İnternet ortamında karşılaştığınız her bilgiye itibar etmemelisiniz. Diş apselerine iyi gelen sadece tıbbi olarak uygulanacak tedavidir. Bitkileri kaynatarak suyunu apse üzerine sürmek, çeşitli baharat karışımlarını çiğnemek ya da sürekli soğuk kompres yapmak gibi yöntemler bu enfeksiyonun iyileşmesini sağlamaz.

Göz atın –> Pedodonti

Diş Apsesi Antibiyotik İle Geçer Mi?

Tanı konmasının ardından diş apsesi tedavisi kapsamında antibiyotik ilaç reçete edilebilir. Ancak bu ilaçların diş hekimi tarafından önerilen süre boyunca ve sadece önerilen dozajda kullanılmalıdır. Antibiyotik ilaçların reçete edilmesi halinde aksatılmadan ve saatleri geçirilmeden kullanılması son derece önemlidir. Ayrıca her hastanın apse durumunda mutlaka antibiyotik ilaç kullanması gerekmez. Bu ilaçlar sadece gerek duyulması durumunda reçete edilir. Çoğu zaman apseye neden olan unsurun diş çürükleri olduğundan söz etmiştik. Diş çürükleri antibiyotik ilaçla tedavi edilmez. Çürüğün temizlenmesi ve dolgunun yapılması gerekir. Bu nedenle diş hekiminizin uyguladığı tedaviye sadık kalmalısınız. Konuya dair sorularınızı altta bulunan yorum bölümüne yazabilirsiniz.

Bilgi sahibi olun –> Hollywood Smile 

12 Nisan 2022 Yazar Trakya.DenT 0 Yorumlar

Hollywood Smile Nedir? Nasıl Yapılır?

Hollywood smile estetik gülüş tasarımı olarak tanımlanabilir. İsmini ise Hollywood starlarının gülüşünden alıyor. Son derece estetik ve güzel bir gülüşe sahip olunması için gerçekleştirilen gülüş tasarımında dudaklar, dişler ve diş etleri arasındaki uyum üzerinde de çalışılıyor. Böylelikle etkileyici bir gülüşe sahip olunması için gereken mükemmel uyumun yakalanması da mümkün hale geliyor. Genellikle kadınların bu estetik uygulamadan faydalandığı düşünülse de erkeklerden de büyük bir talep olduğunu belirtmeliyiz. Bu gülüş tasarımında hangi işlemlerin yapıldığı, ne kadar sürdüğü gibi konular sıklıkla merak ediliyor. Tamamına ve çok daha fazlasına açıklık kazandıracağız. Öncesinde ise nasıl yapıldığı sorusunun yanıtını aktaralım.

Hollywood Smile Nasıl Yapılır?

Çoğu zaman Hollywood smile sadece tek bir işlemden ibaret olmaz ve birkaç farklı aşama ile tamamlanır. Bu aşamalara başlanmadan önce mutlaka hastanın detaylı bir şekilde muayene edilmesi gerekir. Çünkü muayene ile hangi işlemlere ihtiyaç olduğunun belirlenmesi sağlanır. Bununla birlikte mevcut sorunların tespit edilmesi de mümkün hale gelir. Diş eti hastalıkları ya da dişlerde çürük olması gibi sorunlar bulunuyorsa gerekli tedavi planlaması gerçekleştirilir. Dişlerdeki simetri bozukluklarının giderilmesi de sağlanır. Bazen eksik diş problemi de olabiliyor ve bu gibi durumlarda da devreye implant işlemi giriyor.

Tüm sorunların giderilmesinin ardından estetik ve güzel bir gülüşe sahip olunabilmesi için gerekli olan aşamalara geçilebiliyor. Her hasta için uygulanması gereken işlemler değişebilir. Bu gülüş tasarımında belirli bir standarda uyulması mümkün olmaz çünkü hastaların ihtiyaçları aynı değildir. Herhangi bir acı ya da ağrı yaşanmadan gerçekleştirilen işlemler söz konusu olduğunda anestezi uygulanmaz. Ancak implant, veya dişten ciddi miktarda madde kaldırılması gibi işlemler de gerekiyorsa bölgenin anestezi ile uyuşturulması sağlanır. 

Hollywood Smile İşlemleri Nelerdir?

Yukarıda da değindiğimiz gibi Hollywood smile kapsamında gerçekleştirilen işlemlerin her hasta için aynı olduğunu söyleyemeyiz. İhtiyaçlar belirleniyor ve bu ihtiyaçları karşılayacak olan işlemler tek tek planlanıyor. Bu nedenle yapılan müdahaleler kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Ancak en sık tercih edilen işlemleri sizlere kısa bir liste halinde aktarabiliriz:

Porselen Veneer

Gülüşe çok daha estetik bir görünüm kazandırması nedeniyle porselen veneer uygulamasına çoğunlukla ihtiyaç duyulduğunu söyleyebiliriz. Bu uygulama kapsamında diş yüzeylerinin çok hafif bir oranda aşındırılması sağlanıyor. Dişlerin ön kısımlarına yaprak porselen kaplama uygulaması gerçekleştiriliyor. Böylelikle daha beyaz, daha pürüzsüz ve çok daha parlak bir diş görünümü yakalanıyor. Bu diş görünümü de gülüş estetiğine ciddi bir katkıda bulunuyor. Bu arada porselen veneer, dişlerin aralıklı olması, hafif çarpık olması ya da küçük olması gibi sorunları da görünmez kılabiliyor. Dişlerin doğal renginin çok sarı olması gibi durumlarda da uygulanan bir işlemdir. Porselen veneer, ışık geçirgenliğinin yüksek olması nedeniyle natürel bir görünüm sunar. Zaman içerisinde renk değişimi olmaz ve bu yönüyle de tercih edilen bir işlemdir.

Diş Beyazlatma

Hollywood starlarının gülüşlerinin bu denli güzel olmasındaki en büyük etkenlerden biri beyaz dişlerdir. Haliyle dişlerin daha beyaz görünmesi için diş beyazlatma işleminin yapılmasına da ihtiyaç duyuluyor. Bu işlem her hasta için gerçekleştirilmesi gereken bir aşama değildir. Dişlerde ideal beyazlık mevcutsa, diş beyazlatma aşaması uygulanmaz.

İmplant Tedavisi

Ağız içerisinde eksik bir dişin bulunuyor olması, mükemmel gülüşü de önler. Eksik diş probleminin giderilmesi için tercih edilebilecek en önemli çözümlerden biri de implant tedavisidir. Hem estetik bir gülüş hem de simetrik bir diş dizilimi elde etmek için implant tedavisinin uygulanması önem taşıyor.

Hollywood Smile Fiyatları Ne Kadar?

Daha güzel bir gülüşe sahip olmak isteyenler Hollywood smile için ne kadar bütçe ayırmaları gerektiğini de merak edebiliyor. Bu sorunun yanıtını net bir şekilde aktarmak mümkün değildir. Gülüş tasarımının gerçekleştirilmesinde hangi işlemlerin yapılacağı kişiden kişiye değişebiliyor. Bu durum fiyatların da her hasta için aynı olmasını mümkün kılmıyor. Bazı hastalarda çürük diş tedavisi ya da diş eti tedavisinin yapılması gerekmez. Bazı hastalar ise birkaç implant tedavisi sonrasında diğer aşamalara geçiliyor. Dolayısıyla net ve sabit bir fiyattan söz etmek bu işlemlerden faydalanacak olan kişiler için yanıltıcı olacaktır. Randevu alarak basit bir muayeneden geçilmesi sonrasında sizin için hangi işlemlerin yapılacağı belirlenir ve ardından fiyat hesaplaması yapılarak tarafınıza bu konuda net bir bilgi iletilebilir.

Hollywood Starları Gibi Gülmek İstemez misiniz?

Dünyaca ünlü Hollywood starları kadar güzel bir gülüşe sahip olmak artık hayal olmaktan çıktı. Dileyen herkes Hollywood smile uygulamalarıyla estetik açıdan güzel görünen, çekici bir gülüşe sahip olabilir. Üstelik gülüşünüz sadece estetik, güzel ve çekici olmakla kalmıyor, aynı zamanda gayet doğal da görünüyor. Bu işlemden faydalanmak isteyenler hemen randevu talebinde bulunabilir. İş yaşantısına, sosyal hayata uzun bir ara vermeye gerek kalmadan, zorlayıcı ve ağrılı günler geçirmeden harika bir gülüşe sahip olmak için ilk adımı atabilir, randevunuzu hemen alabilirsiniz.

Güzel Bir Gülüş Herkesin Hakkı!

mükemmel bir gülüş herkesin hakkı

Girdiğiniz her ortamda etkileyici gülüşünüzle dikkat çekmek istemez misiniz? Artık bunu mümkün kılan Hollywood smile uygulaması ülkemizde de popülerlik kazanmaya başladı. Kadın ve erkekler için rahatlıkla gerçekleştirilen işlemler her yaş grubuna hitap ediyor. Daha özgüvenli olmanın da kapılarını aralayan bu gülüş estetiği uygulamasından faydalananlar kendilerini daha mutlu ve iyi hissettiklerini de dile getiriyor. Mükemmel bir gülüşe sahip olmak herkesin hakkı ancak bu haktan faydalananlar sadece Hollywood gülüşü işleminden faydalananlar oluyor. Dişlerdeki sararmalar, eksik diş problemleri ya da diş aralarının açık olması gibi sorunları da gidermek ve yüzünüz ile uyumlu, çekici bir gülüşe sahip olmak sizin için de hayal olmaktan çıkabilir.

İlginizi çekebilir –> Diş Çekimi Sonrası İyileşme

Hollywood Smile Ne Kadar Sürede Yapılır?

Özellikle yoğun bir iş hayatına sahip olanlar Hollywood smile için ne kadar zaman ayırmaları gerektiğini merak ediyor. Süre noktasında da net bir yanıt vermek doğru olmayacaktır. Her hastada yapılan işlemlerin sayısı ve süresi aynı olmuyor. Buna bağlı olarak yapılması gereken tüm işlemler ve bu işlemlerin toplam süresine dair de net bir zamandan söz edilemiyor. Eğer diş eti hastalıkları, eksik diş sorunu, diş çürükleri gibi çeşitli problemler mevcut değilse daha kısa bir süre içerisinde işlemler tamamlanır. Ancak öncesinde bazı sorunların giderilmesi gerekiyorsa bu durumda hastaların daha fazla zaman ayırması gerekecektir. Ancak randevular hastaların da uygun oldukları zamanlar için belirlenir. Bu nedenle iş hayatına ve sosyal yaşama uzun bir ara vermek gerekmeden de bu uygulamalardan faydalanmak mümkün olabiliyor.

Göz atın –> Braket Nedir

Hollywood Smile Avantajları Nelerdir?

Siz de Hollywood smile ile hangi avantajlara sahip olacağınıza hemen göz atabilirsiniz.

  • Estetik, güzel ve çekici bir gülüşe sahip olmak
  • Simetrik görünen ve beyaz bir diş görünümü yakalamak
  • Mevcut hastalıkların ve problemlerin giderilmesi ile daha sağlıklı diş ve diş etlerine sahip olmak
  • Doğru bir ağız kapanışına sahip olmak
  • Gülüş sırasında daha enerjik ve daha mutlu bir yüz ifadesine kavuşmak

Kusursuz bir gülüşe sahip olmanızı sağlayabilecek bu uygulamayla ilgili sorularınızı yorum bölümüne yazabilirsiniz.

Bilgi sahibi olun –> Pedodonti Nedir

 

2 Nisan 2022 Yazar Trakya.DenT 0 Yorumlar

Pedodonti (Çocuk Diş Hekimliği) Nedir?

Pedodonti 0 ile 12 yaş arasındaki çocukların dişlerinin korunmasını ve tedavilerini kapsayan bir anabilim dalıdır. Çocukların süt dişlerinin ya da daimi dişlerinin korunmasının yanı sıra çürük, travma ya da bazı kalıtımsal sorunların giderilmesini de kapsayan çocuk diş hekimliği bazı koruyucu önlemlerin alınmasını da sağlar. Bu sayede çocukların daha sağlıklı dişlere sahip olması mümkün hale gelebilir. Hatta bazı önleyici tedaviler sayesinde ileride oluşabilecek önemli problemlerin engellenmesi de sağlanabiliyor. Ailelerin sıklıkla merak ettiği amputasyon işlemi ya da flor uygulaması gibi konuları da ele alacağız. Öncesinde ise bu anabilim dalı kapsamında yapılan işlemleri aktaralım.

Pedodonti Çatısı Altında Hangi İşlemler Uygulanmaktadır?

Genel olarak pedodonti çatısı altında gerçekleştirilen işlemlere şu örnekleri verebiliriz:

  • Çocuğun ağız ve diş bakımı
  • Beslenme önerileri
  • Çocuk protezleri
  • Diş çekimi işlemi
  • Diş travması tedavisi ve takibi
  • Kanal tedavisi
  • Amputasyon işlemi
  • Kötü ağız alışkanlıklarını ortadan kaldırmaya yönelik önleyici ortodontik tedaviler
  • Yer tutucular
  • Diş çürümesini önlemeye yönelik tedaviler
  • Süt dişlerinde ya da daimi dişlerde restoratif tedaviler

Çocuk diş hekimliğinde görev yapan diş hekimlerinin en önemli görevlerinden biri de tüm bu işlemler sırasında çocuklarda dental fobi oluşmasını önlemektir. Bu nedenle işlemler olabildiğince çocuk için bir oyuna çevrilerek gerçekleştirilir. Çocuklarda fobi oluşmasının önlenebilmesi için diş hekimi ile çocuklar arasındaki iletişimin de sağlıklı bir şekilde kurulması gerekir. Aynı zamanda ailelerin bilgilendirilmesi de sağlanır. Ağız ve diş temizliğinin en doğru şekilde gerçekleştirilmesi alışkanlığının çocukluk döneminde kazanılması için ailelerin bu konuda bilgilendirilmesi mühimdir.

Süt Dişleri Neden Önemlidir?

süt dişleri neden önemli

Süt dişlerinin en önemli görevi çocukların beslenmesini sağlamaktır. Toplamda 20 adet süt dişi bulunur. Bu dişler çocukların düzgün bir şekilde konuşabilmesi açısından da önem taşıyor. Her bir süt dişi kapladığı alan sayesinde kendisinden sonra gelecek olan kalıcı dişler için yer kaplar. Bir anlamda kalıcı dişlerin yerini bir süre muhafaza eder de diyebiliriz. Kalıcı dişler çıkmaya başladığında da süt dişler rehberlik eder ve kalıcı dişlerin çıkması için uygun zemini hazırlamış olurlar. Süt dişlerinin belirli bir süre boyunca ağızda kalması gerekir. Eğer olması gerekenden daha erken dönemde süt dişleri çekilirse tamamen fizyolojik olan bu yer tutuculuk fonksiyonu da ortadan kalkmış olur. Diş erken çekilirse yer tutuculara ihtiyaç doğabilir. Ailelerin çocukların süt dişlerine asla gelişigüzel müdahalelerde bulunmaması gerekiyor. Herhangi bir sorundan şüphelenilmesi halinde aileler çocuk diş hekimliği alanından yardım almalıdır.  

Süt dişleri çocuğun estetik algısını da etkiler. Çürük bulunan ya da lekeli dişler özellikle okul döneminde çocukların psikolojisini olumsuz yönde etkileyebiliyor. Ayrıca bu dişler seslerin doğru çıkarılmasında da önemlidir. Çürük yahut travmaya bağlı olarak ön dişlerde madde kaybı olan çocuklarda konuşma bozukluğu da meydana gelebiliyor.

Koruyucu Uygulamalar Nelerdir?

Öncelikle pedodonti alanında temel amacın diş sorunlarını önleyecek olan tedbirleri almak olduğunu belirtmeliyiz. Bu önlemler sayesinde çocukların daha sağlıklı dişlere sahip olması mümkün hale gelebilir. Alınan bu tedbir amaçlı uygulamalar ise ‘koruyucu diş hekimliği uygulamaları’ olarak adlandırılıyor. Elbette koruyucu diş hekimliği uygulamaları dendiğinde akla ilk gelen flor uygulaması ve fissür örtücü işlemlerdir. Bu iki uygulama hakkında merak edilenleri az sonra aktaracağız. Ancak bunlarla birlikte ailelerin beslenme konusunda bilgilendirilmesi de son derece önemlidir. Ailelere verilen bu bilgiler ışığında çocukların sağlıklı beslenmesi ve ağız temizliği konusunda bir bilinç kazanması da sağlanmış olur.

Pedodonti Neden Önemlidir?

Çocuklar için pedodonti sadece fiziksel anlamda önem taşımıyor. Psikolojik açıdan da oldukça önemlidir. Diş hekimliği korkusunun çok büyük bir bölümü çocukluk döneminde başlar. Günümüzde pek çok kişinin rutin olarak ağız ve diş kontrolüne gitmemesi hatta olası sorunlar karşısında bile olabildiğince diş hekimine gitme konusunu ertelemesi, bu korkudan kaynaklanır. Oysa çocukluk döneminde çocuklar ile diş hekimi arasında sağlıklı bir iletişim olması, bu korkunun oluşma riskini de tamamen ortadan kaldırabilir. Pedodonti uzmanlarının çocuklarla doğru iletişim konusunda da eğitim aldıklarını unutmamak gerekir.

Bununla birlikte gelişmekte olan dişlerin anatomik yapısının kontrol altında tutulması da bu alanın önemini ortaya koyan unsurlardan biridir. Dişlerin sürme sorunlarının erken dönemde tespit edilmesi, gerekli tedbirlerin alınması ve özellikle de koruyucu uygulamalar, sağlıklı bir diş yapısına sahip olunması konusunda önem taşıyor.

Pedodontide Uygulanan Amputasyon Nedir?

Amputasyon işlemi pedodonti alanında gerçekleştirilen işlemler arasında en sık merak edilenlerden biridir. Dişin kırılması ya da diş çürüğünün çok derin olması gibi zorunlu durumlarda uygulanan bir işlem olduğunu söyleyebiliriz. Amputasyon kapsamında sinir dokusunun enfekte olan kısmı uzaklaştırılır. Sağlıklı olan kısmın ise korunması amaçlanır. Amputasyon işlemi lokal anestezi altında yapıldığından çocuğun bu esnada acı ya da ağrı hissetmesi asla mümkün olmaz. Eğer bu işlem yapılmazsa ne olur sorusunun yanıtı da merak ediliyor. Gerekli olduğu halde ampütasyonun yapılmaması durumunda dişe kanal tedavisinin uygulanması ya da dişin çekilmesi gerekir. Dişin çekilmesi halinde de yer tutucuya gereksinim doğacaktır.

Pedodonti Biriminde Flor Uygulaması Nasıl Yapılır?

pedodontide flor uygulaması

Flor, diş çürüklerini önlemesi amacıyla kullanılan ve dişlerin daha güçlü bir yapıya sahip olmasını sağlayan bir elementtir. Diş hekimliği alanında çok uzun zamandır kullanılan elementlerden biri olan flor, pedodonti alanında da tercih ediliyor. Dişler ilk defa çıkmaya başladığında diş minesinin tam olarak olgunlaşmamış olması söz konusudur. Bu nedenle yeni çıkmaya başlayan dişler çürük riskine karşı oldukça zayıftır. İşte bu noktada devreye flor uygulaması giriyor ve dişlerin daha güçlü bir yapıya sahip olmasını sağlıyor. Dişlerde çürük oluşma riskinin ciddi düzeyde düşmesi sağlanıyor. Çünkü bu element diş minesini güçlendirir. Dişi asit ataklarına karşı korur. Flor uygulamasının 6 ayda bir diş hekimi tarafından uygulanması halinde çürük riski de çok ciddi oranda azaltılmış olur. Kişinin çürük risk grubuna göre (düşük, orta ya da yüksek risk grubu) yılda 1, 2 ya da 3 defa uygulanabilir.

Yapılan son araştırmalar söz konusu işlemin çürük riskini % 40’ın üzerinde azalttığını ortaya koyuyor. Düzenli olarak gerçekleştirilmesi halinde bu oran daha da azalacaktır. Hatta diş çürükleri başlangıç aşamasında olduğunda da flor uygulaması tercih edilebiliyor ve bu sayede çürüğün ilerlemesi de önlenebiliyor. Tıpkı bir vernik gibi diş yüzeyine sürülen bu elementin kısa zamanda sertleştiğini ve bir tabaka haline geldiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle çocukların yutması gibi bir durum söz konusu olamaz. Ayrıca çocuk diş hekimliği alanında kullanılan flor, çocukların sağlığına hiçbir zarar vermez, güvenle tercih edilebilir.

İlginizi çekebilir –> Diş Beyazlatma

Çocuk Diş Hekimliğinde Yapılan Fissür Örtücü Uygulama Nedir?

Fissür örtücü uygulama en basit şekli ile olukları kapatma olarak tanımlanabilir. Sürekli olan dişlerin çiğneyici özellikte olan yüzeylerinde çürümeye yatkın oluklar oluşabiliyor ve pedodonti alanında bu olukların kapatılması için fissür örtücü işlem gerçekleştiriliyor. Böylelikle bakterilerin söz konusu oluklara yerleşmesinin önüne geçilmiş oluyor. Çürükleri önleyen ve akışkan özellikte olan bir dolgu materyali kullanılıyor. Fissür örtücü uygulamanın 6 ayda bir kontrolden geçirilmesi de önemlidir. 6 yaşından itibaren yapılabilen bu işlem diş dokusunda herhangi bir kayba asla neden olmaz.

Göz atın –> Diş Muayenesi

Pedodonti Uygulamalarının Yetişkin Diş Hekimliğinden Farkları Nelerdir?

Elbette pedodonti alanında diş hekimlerinin hastaya yaklaşımı çok daha farklıdır. Çünkü hastalar çocuklardır ve çocuklarda bir korku oluşmaması için doğru şekilde yaklaşmak, iletişim kurmak daha da önemlidir. Bu nedenle çocuk diş hekimliği alanında çocuklarda acı, sıkıntı, endişe, korku ve stres olmadan tüm işlemlerin yapılması için maksimum hassasiyet gösterilir. Çocuk diş hekimliğinin yanı sıra uygulanan işlemlere dair s

orularınızı yorum bölümüne yazabilirsiniz.

Bilgi sahibi olun –> Diş Çekimi

28 Mart 2022 Yazar Trakya.DenT 0 Yorumlar

Braket Nedir? Bakımı Nasıldır? Çeşitleri Nelerdir?

Braket en genel tanımı ile dişlerdeki çapraşıklığı ya da eğrilikleri düzeltmek amacıyla kullanılan tıbbi ürünlerdir. Toplumda ‘diş teli’ olarak da bilinen braketler dişlerin sıralanışı ile alakalı problemler tespit edildiğinde tercih ediliyor ve dişlerin daha düzgün bir şekilde hizalanmasını sağlıyor. Ancak diş teli ile uygulanan tedaviden çok kısa bir süre içerisinde netice beklemek doğru olmaz. Diş telleri orta ya da uzun vadede dişlerin dizilimiyle ilgili çapraşıklığı giderebilir. Braketlerin kullanımında ne gibi sorunlar yaşanabildiği ya da kırılma ihtimalleri gibi merak edilen hususları da ele alacağız. Öncesinde çeşitlerinden söz edelim.

Braket Çeşitleri Nelerdir?

Gelişen teknolojinin de yardımı ile artık braket çeşitleri daha fazla sayıda seçeneğe kavuştu. Günümüzde tercih edilen braketlere ise şu örnekler verilebilir:

Metal Braketler

Diş telleri dendiğinde halk arasında da ilk akla gelenler metal braket oluyor. Bu aparatlar diş üzerine yapıştırılarak kullanılıyor ve paslanmaz çelik materyalden üretiliyor. Bundan kısa bir süre öncesine kadar metal olan braketlerin daha büyük ölçülerde üretildiğini söyleyebiliriz. Ancak ebatları artık küçültüldü ve dolayısıyla eskiye nazaran estetik açıdan daha güzel göründüklerini söyleyebiliriz. Ark telleri de eskiye nazaran daha ince bir yapıda üretiliyor. Ark teli braketlere tutturuluyor ve böylelikle dişlerin daha düzgün sıralanması sağlanıyor. Bazı hastalarda olası en kısa sürede tedavinin tamamlanması amacıyla metal braketlerin tercih edilebildiğini söyleyebiliriz.

Damon Braketler

Damon braketlerin metal olanlara benzer bir görünüm sergilediğini söyleyebiliriz. Self ligating olarak da adlandırılan bu braketlerde kapak tasarımları da bulunur. Ark teli ise braketin oluk bölümünde serbest bir şekilde kayabilir. Çünkü ark telini tutan braketler değil kapaklardır. Bu nedenle metal bir bağ kullanmaya gerek olmadan dişlere uygulanabilir. Sürtünmenin az olduğu diş teli çeşitlerinden biri olduğunu ve bu nedenle tedavi süresinin de daha az olduğunu belirtebiliriz.

Seramik Braketler

Opak beyaz renkte olan seramik braketler ise estetik görünüme önem verenler için metal olanlardan daha cazip bir seçeneğe dönüşebiliyor. Ancak ebat açısından kıyaslandığında metal braketlerden bir miktar daha büyüktür. Daha büyük ölçülerde olmaları ise beslenme sonrasında gıda parçacıklarının braketlerde daha fazla birikmesine neden olabiliyor. Ancak ağız ve diş temizliğine dikkat edilmesi durumunda bu konuda bir sorun yaşanmaz. Seramik braketlerin bir diğer özelliği de metal olanlardan daha kırılgan olmasıdır. Bu nedenle çocuklarda çok sık tercih edilen bir diş teli çeşidi değildir.

Invisalign (Telsiz Tedavi)

Telsiz tedavi olarak adlandırılan bu yöntemde şeffaf ve aynı zamanda hareketli olan plaklar devreye giriyor. Plaklar tamamen kişiye özel olarak hazırlanıyor ve hazırlanmasından önce de kişiden ölçüler alınıyor. Dişlerde ne oranda çapraşıklık bulunduğuna bağlı olarak plak sayısının da değişebildiğini belirtebiliriz.

Daha fazla bilgi için –> Telsiz diş tedavisi

Lingual Braketler

Bu braketlerin diğerlerine nazaran biraz daha maliyetli olduğunu belirtmek gerekir. Lingual tür braketler de tamamen kişiye özel olarak hazırlanıyor. Diş telleri ise dişlerin arka bölümüne yerleştiriliyor. Dolayısıyla kişinin konuşması, gülmesi gibi durumlarda diş telleri görünmüyor. Özellikle estetik açıdan daha cazip bir seçenek olması, bu braket çeşitlerinin de sıklıkla tercih edilmesini beraberinde getiriyor.

Braket Hangi Durumlarda Uygulanır?

Hastaya braket uygulanmasına sadece tek bir durumda ihtiyaç olmaz. Hangi durumlarda uygulandığı sorusunun yanıtını ise kısa bir liste halinde aktarabiliriz:

  • Dişlerde çapraşık ya da yamuk bir dizilimin mevcut olması
  • Çene bozukluklarının olması
  • Alt ve üst çene arasında orantısız bir şekil olması
  • Dişlerde üst üste binme olarak adlandırılan durum
  • Diş aralarında boşluklar olması
  • Dişlerde dönme probleminin mevcudiyeti

Ülkemizde ve dünya genelinde diş teli tedavisine en sık ihtiyaç duyulan durumlar bu şekildedir. Ancak kimi zaman bazı spesifik nedenlerle de diş tellerinin uygulanması gerekebilir. Toplumda dişlerdeki çapraşık dizilimin sadece çocukluk döneminde düzeltilebileceği yönünde bir düşünce hakim. Oysa yetişkinlere de diş teli tedavileri uygulanabiliyor ve gayet başarılı sonuçlar elde edilebiliyor. Çocukluk döneminde bu tedavinin uygulanmamış olması durumunda geç kalındığı düşünülmemelidir. Yetişkinler için de tedavi seçenekleri mevcut ve orta ya da uzun vadede sonuçları görebilirsiniz.

Braket Bakımı Nasıl Olmalıdır?

braket bakımı nasıl yapılır

Diş telleri ile uygulanan tedavi boyunca ağız ve diş temizliğinin asla ihmal edilmemesi gerekiyor. Ayrıca braket olması dişlerin fırçalanamayacağı anlamına gelmez. Tedavi boyunca dişlerin düzenli olarak temizlenmesi ve ağız hijyenine dikkat edilmesi büyük önem taşır. Braketlerle birlikte diş fırçasının ya da diş ipinin kullanılmasında hiçbir sakınca yoktur. Diş fırçası ve diş ipleri braketlere zarar vermez.  Bu nedenle ağız ve diş temizliğinin muntazam bir biçimde yapılmaya devam edilmesi gerekiyor. Braketlerin aralarında yiyecek artıklarının kalmaması önemlidir. Arayüz fırçası olarak bilinen ve diş aralarının temizlenmesini sağlayan ürünler de kullanılabilir. Bu konuda diş hekiminize danışarak diş aralarının, braketlerle dişlerin temas ettiği bölgelerin nasıl temizlenmesi gerektiğini öğrenebilirsiniz.

Diş fırçası ve diş ipi ile diş temizliğinin günde 3 defa yapılması gerektiğini unutmamalısınız. Yemeklerden hemen sonra ağzın bol su ile çalkalanması da önemlidir. Sıklıkla merak edilen hususlardan biri de diş tellerinin diş temizliğini zorlaştırıp zorlaştırmadığı oluyor. Elbette bu konuda bir zorluk yaşanmaz. Diş tellerinin ve braketlerin son derece küçük aparatlar olduğunu belirtmek gerekir. Gün içerisinde kısa bir zaman ayırmanız, ağız ve diş temizliğinin en doğru şekilde yapılması için yeterli olacaktır. Diş tellerinin ve braketlerin bakımı için ekstra bir işlem yapmanız gerekmez.

Erişkin Hastalarda Seramik Braket

Erişkin hastalar braket tercihlerini genellikle seramik olanlardan yana kullanıyor. Dişlerin kendi doğal rengine yakın renklerde olan diş tellerinin de kullanılabiliyor olması, estetik açıdan yaşanan kaygıları da ortadan kaldırıyor. Özellikle seramik braketler tercih edildiğinde hastaların estetik bakımdan kendilerini çok daha iyi hissettiklerini de belirtmek mümkündür. Yetişkin olan hastalarda dişlerle ilgili yaşanan sorunların diş telleri ile düzeltilmesi mümkün olsa da bunun orta ya da uzun vadede gerçekleşebileceğinin de altını çizelim.

Bilgi sahibi olun –> Ortodonti tedavisi

Braket Kullanımında Oluşabilecek Sıkıntılar

Genellikle braket kullanımında sıkıntı yaşanmıyor. Oldukça nadir durumlarda bir sorunla karşılaşılabildiğini belirtmeliyiz. Hem çocuk hem de yetişkin hastaların büyük bölümü tedavi boyunca bir problemle karşılaşmıyor. Ancak yine de basit sorunların yaşanması ihtimali bulunur. Bu sorunlara da aşağıdaki örnekleri verebiliriz:

  • Kullanılan braket çeşidinin kırılması ya da oynaması
  • Bandın çıkması ya da kopması
  • Ark telinde kopma olması
  • Ark telinin ağız içerisine zarar vermesi
  • Braketin telinin uç kısmından ayrılması
  • Ağızda ya da dudakların iç kısımlarında küçük yaralar oluşması

Braket Kırılması Neden Olur?

Öncelikle tüm braket çeşitlerinin gayet dayanıklı materyallerden üretildiğini belirtmeliyiz. Bu nedenle braketlerin kırılması çok sık yaşanan sorunlardan biri değildir. Kırılmalar ise kabuklu ya da çok set yiyeceklerin dişlerle kırılmaya çalışılması, çiğnenmeye çalışılması durumunda meydana gelebilir. Bununla birlikte uygulama sırasında kullanılan yapıştırıcı malzemenin yerinden çıkması ya da zaman içerisinde işlevini kaybetmesi gibi durumlarda da ani bir şekilde kırılma sorunu yaşanabilir. Braketlerle uygulanan tedavi hakkında sorularınızı yorum bölümüne yazabilirsiniz.

İlginizi çekebilir –> Diş çekimi sonrası iyileşme

Bize Ulaşın